YENİ PROGRAMA UYGUN KONU ANLATIMLARI VE YEPYENİ TESTLER SORUMATİK.COM.TR'DE ...

Ortaokul 6. Sınıf 10. Ünite (Games and Sports) Konu Anlatımı

Games and Sports (Oyunlar ve Spor) başlıklı üniteye konuyu irdeleyen sorularla başlayalım:

What should you do if you want to be healthy?

(Sağlıklı olmak istiyorsan, ne yapmalısın?)

Do you have a hobby?

(Bir hobin var mı?)

Do you do exercises?

(Antreman yapar mısın?)

Do you watch exercise programmes on TV?

(Televizyonda egzersiz programlarını izler misin?)

Do you have the same exercises every day?

(Her gün aynı egzersizleri mi yaparsın?)

Do you like doing yoga?

(Yoga yapmayı sever misin?)

Are you good at running?

(Koşmada başarılı mısın? (İyi koşar mısın?))

Does your mother like boxing?

(Annen boksu sever mi?)

Which summer sports do you like doing?

(Hangi yaz sporlarını yapmaktan hoşlanırsın?)

Are you interested in playing computer games?

(Bilgisayar oyunları oynamaya ilgi duyuyor musun?)

Which games do you play outside?

(Açık havada hangi oyunları oynarsın?)

Which sports do you do outside?

(Açık havada hangi sporları yaparsın?)

What sport can you do without a ball?

(Topsuz hangi sporu yapabilirsin?)

Which games can you play alone?

(Yalnız (tek başına) hangi oyunları oynayabilirsin?)

Which games can you play at your school?

(Okulunda hangi oyunları oynayabilirsin?)

Do you have a chess club at your school?

(Okulunda bir satranç kulübü var mı?)

Which sports can you do alone?

(Yalnız (tek başına) hangi sporları yapabilirsin?)

Which sports do you do?

(Hangi sporları yaparsın?)

Which sports can you do at your school?

(Okulunda hangi sporları yapabilirsin?)

Which sports are popular in Turkey?

(Türkiye’de hangi sporlar seviliyor?)

Which games are team games?

(Hangi oyunlar, takım oyunlarıdır?)

Which games do you play with one friend?

(Bir arkadaşlarınla hangi oyunları oynarsın?)

Which places can you swim in?

(Hangi yerlerde yüzebilirsin?)

Do you like indoor games or outdoor games?

(Kapalı mekan oyunlarını mı yoksa açık hava oyunlarını mı seversin?)

Do you like playing games?

(Oyun oynamayı sever misin?)

What is your favourite outdoor game?

(En sevdiğin açık hava oyunu nedir?)

What are the popular games in your area?

(Bölgendeki popular oyunlar nelerdir?)

Is your favourite game dominos or back gammon?

(En sevdiğin oyun domino mu yoksa tavla mı?)

Who is your favourite footballer?

(En sevdiğin futbolcu kim?)

Where do you throw basketball to?

(Basketbol topunu nereye atarsın?)

Where is the net in a volleyball court?

(File, voleybol sahasının neresindedir?)

What do you need if you want to play checkers?

(Dama oynamak istersen, neye ihtiyacın olur?)

What happens if you play hide and seek in the classroom?

(Sınıfta saklambaç oynarsan ne olur?)

How many squares are there on a checker board?

(Bir dama tahtasında kaç kare var?)

Can you play chess?

(Satranç oynayabilir misin?)

Can you tell met he karate rules?

(Bana karatenin kurallarını anlatabilir misin?)

What do you need for a game of chess?

(Satranç oyunu için neye ihtiyacın var?)

Shall we play table tennis?

(Masa tenisi oynayalım mı?)

How many players are there in a basketball team?

(Bir basketbol takımında kaç oyuncu vardır?)

What must boxers wear?

(Boksörler ne giymek zorundadır?)

What should a team do to win a football match?

(Bir (futbol) takımı maçı kazanmak için ne yapmalı?)

How can you win a game?

(Bir maçı nasıl kazanabilirsin?)

How many players are there in a volleyball team?

(Bir voleybol takımında kaç oyuncu vardır?)

How many players has a football team got?

(Bir futbol takımında kaç oyuncu vardır?)

How many referees are there in a football match?

(Bir futbol maçında kaç tane hakem vardır?)

Is table tenis a game or a sport?

(Masa tenisi oyun mu yoksa spor mu?)


Örnek cümleleri görelim:

Sports is good for all people.

(Spor bütün insanlar için faydalıdır (iyidir).)

You should do exercises every day.

(Her gün egzersiz yapmalısın.)

Your body is fit and nice.

(Vucudun zinde ve güzel.)

You should always get up early.

(Daime erken kalkmalısın.)

There are six players in a team in volleyball.

(Voleybolda bir takımda altı oyuncu vardır.)

The ball mustn’t touch the floor in volleyball.

(Voleybolda top yere (zemine) değmemeli.)

You need two people to play table tennis.

(Masa tenisi oynamak için iki kişiye ihtiyacın var.)

You can play tennis with a ball.

(Bir topla tenis oynayabilirsin.)

You must kick a ball in football.

(Futbolda (Futbol oynarken) topa ayağınla vurmalısın.)

There are six players in a volleyball team.

(Voleybol takımında altı oyuncu vardır.)

She is interested in word games.

(Kelime oyunlarına ilgi duyar.)

You are bad at playing card games.

(Kart oyunlarında başarılı değilsin.)

Skiing is an outdoor sport.

(Kayak bir açık hava sporudur.)

Cycling is not an indoor activity.

(Bisiklet, kapalı mekan aktivitesi değildir.)

Volleyball is a team game.

(Voleybol bir takım oyunudur.)

Climbing is an outdoor sport.

(Tırmanma, bir açık hava sporudur.)

Hide and seek is a popular outdoor game.

(Saklambaç, populer bir oyundur.)

Hangman is a word game.

(Adam asmaca bir kelime oyunudur.)

Scrabble is a word game.

(Scrabble bir kelime oyunudur.)

Taboo is a word game.

(Tabo bir kelime oyunudur.)

Football is a favourite sport for men.

(Futbol, erkeklerin en sevdiği spordur.)

Basketball is an indoor and outdoor sport.

(Basketbol, açık ve kapalı alan sporudur.)

Chess and backgammon are board games.

(Satranç ve tavla, tahta oyunlarıdır.)

In basketball each team must have five players.

(Basketbolda her takımda beş oyuncu olmalıdır.)

Bungee jumping is an enjoyable and dangerous sport.

(Bungee jumping keyifli ve tehlikeli bir spordur.)

In football a goal keeper can catch the ball with his hands.

(Futbolda, kaleci topu elleri ile yakalayabilir.)

You need a rope for skiping.

(İp atlamak için bir ipe ihtiyacın var.)

You need an arrow and a bow in archery.

(Okçulukta, bir ok ve bir yaya ihtiyacın var.)

Suna doesn’t need expensive equipment for jogging.

(Suna’nın koşmak için pahalı ekipmanlara ihtiyacı yok.)

Footballers play on the green field.

(Futbolcular yeşil sahada oyun oynarlar.)

A referee directs the football match.

(Hakem futbol maçını yönetir.)

The scoreboard shows us the scores.

(Sayı tahtası bize sayıları gösterir.)

I like playing a tower game very much.

(Kule oyununu oynamayı çok severim.)

I like playing hide and seek, because it is exciting.

(Saklambaç oynamayı severim, çünki çok heyecan verici.)

I like doing crosswords, because it is interesting.

(Bulmaca çözmeyi seviyorum, çünki çok ilginç geliyor.)

I hate playing monopoly, because it is boring.

(Monopol oynamayı sevmem, çünki sıkıntı verici.)

I love skipping rope, because it is fun.

(İp atlamayı seviyorum, çünki eğlendirici.)

I don’t like playing football, because it is tiring.

(Futbol oynamayı sevmem, çünki yorucu.)

We play hide and seek outside when the weather is nice.

(Have güzel olduğunda, dışarıda saklambaç oynarız.)

You should protect your head with a helmet when you ride a bike.

(Bir bisiklet bindiğin zaman kask ile başını korumalısın.)

There are five taboo words on a card.

(Bir kartta beş tane taboo kelimesi var.)

You strike the ball with a small rocket in table tennis.

(Masa tenisinde küçük bir raketle topa vurursun.)

The server strikes the ball and the game starts.

(Servis yapan oyuncu topa vurur ve oyun başlar.)

I know how to play backgammon.

(Tavlanın nasıl oynandığını biliyorum.)

I don’t know how to play table tenis.

(Masa tenisi nasıl oynandığını bilmiyorum.)

You can play basketball indoors or outdoors.

(Basketbolu kapalı ve açık alanlarda oynayabilirsin.)

You can watch football on TV.

(Televizyonda futbol (maçı) seyredebilirsin.)

There is an exercise programme on TV every morning.

(Televizyonda her sabah bir egzersiz programı var.)

You must wear a helmet when you go skiing.

(Kaymaya gittiğin zaman bir kask takmalısın.)

I must obey the rules when I play a game.

(Oyun oynadığım zaman kurallara uymalıyım.)

You must wear a life jacket when you sail.

(Yelken kullandığında can yeleği giymek zorundasın.)

You can’t kick the ball with foot when you play volleyball.

(Voleybol oynadığın zaman, topa ayağınla topa vuramazsın.)

You must not open your eyes when they play blind man’s buff.

(Körebe oynarken, gözlerini açmamalısın.)

You can move the ball with hands in basketball.

(Basketbolda topu elinle hareket ettirebilirsin.)

You can’t play table tenis on every table.

(Her masada masa tenisi oynayamazsın.)

A swimmer wears a swimsuit when he is swimming.

(Yüzücü yüzerken, mayo giyer.)

In the high jump, the athletes jump over a bar using a long and flexible rod.

(Yüksek atlamada, sporcular uzun ve esnek bir çubuk kullanarak bir çubuğun üzerinden atlarlar.)

I should do sports if I want to be healthy.

(Sağlıklı olmak istiyorsam, spor yapmalıyım.)

If I exercise too much, I get tired.

(Çok fazla egzersiz yaparsam, yorulurum.)

If you are bored, play a game. You feel better.

(Canın sıkıldıysa, bir oyun oyna. Kendini daha iyi hissedersin.)

If you like board games, play backgammon.

(Masa üstü oyunları seviyorsan, tavla oyna.)

If you like outdoor games, play hopscotch.

(Açık hava oyunlarını seviyorsan, seksek oyna.)

If the weather is bad, the match stops.

(Hava kötüyse, maç durur.)

If you use the taboo words, you don’t get any points.

((Karttaki) Tabu kelimelerini kullanırsan, hiç puan alamazsın.)

If a player doesn’t return the ball, the other player gets point in tennis.

(Teniste bir oyuncu topu çeviremezse, öteki oyuncu puan alır.)

If you strike the ball and it touches the floor on the other team side, you get points.

(Attığın top öteki takımın tarafında yere değerse, puan alırsın.)

If you want to play basketball, buy a pair of sports shoes.

(Basketbol oynamak istiyorsan, bir çift spor ayakkabı satın al.)

If the ball doesn’t get into the basket, you don’t get a point in the game of basketball.

(Top fileden geçmezse, basketbol oyununda puan alamazsın.)

You receive a red card, if you use bad words in a game of football.

(Futbol oyununda kötü kelimeler kullanırsan (küfür edersen), kırmızı kart alırsın (oyundan atılırsın).)

If you have got an exam, don’t play computer games for a long time.

(Sınavın varsa, uzun süre bilgisayar oyunları oynama.)

If I play hide and seek in the classroom, my teacher gets angry.

(Sınıfta saklambaç oynarsam, öğretmenim kızıyor.)


(Bu metnin her türlü yayın hakkı A. Hikmet İnce’ye aittir. Hiçbir şekilde alıntı yapılamaz ve başka bir yayında kullanılamaz. Aksi davranışta bulunanlar hakkında, hukuk büromuz her türlü yasal işlemi uygulayacaktır. Üçüncü kişilere duyurulur ...)


Bu İngilizce konu anlatımı 18,044 kez okundu.

Yorumlarınız

hiranur ö. 21 Eylül 2017 10:35

gerçekten iyi ama çok fazla yani bunları okuyunca bir kez daha anladım benim ingilizceyle aram bozuk

Leyla 28 Mart 2017 23:10

Bir tek örnek var konu anlatımı yok ki işime yaramadı

XX L. 22 Mayıs 2016 20:08

Siteyi Beğendim

Doğan 22 Mayıs 2016 20:07

Güzel Bir Site

Çay F. 22 Mayıs 2016 20:07

Çok Uzun

arzu 12 Ocak 2016 14:13

40 Yaşında ing öğrendim bu site sayesinde

fanatik 16 Aralık 2015 18:20

Bence çok uzun olmuş ama yinede güzel okumaya değiyor.
Biz daha bu konuya değinmedik ama annem veya babam bu konuyla ilgili konu sorduğunda anında doğru cevabı verebiliyorum.



AMA ÇOOOOOOOOOOOOOOOOOOKKKKKK UZUN YAAAAAAAAAAAAAA!...

Bilgisu 15 Aralık 2015 18:29

Ben Ekimden bu yana çok şey değiştiğine inanıyorum. Çünkü sorumatik sayesinde 95 ten aşağı notum yok. Teşekkürler SORUMATİK:)

Bilgisu 31 Ekim 2015 05:57

Ağustos'dan bu yana çok şey değişti.Hepside SORUMATİK sayesinde
olduğundan dolayı bu siteye çok teşekkür ediyorum.

Bilgisu 7 Ağustos 2015 16:49

Eğer hala okumadıysanız mutlaka okumanızı öneririm.Çünkü hem eğlendiriyor hem de öğretiyor.Çok güzel.

Bilgisu 7 Ağustos 2015 12:25

Bu test sayesinde oyun ve sporlarla ilgili ingilizce soruları daha kolay, doğru ve hızlı bir şekilde yanıtlayabiliyorum. Çok teşekkür ederim.

xxl 29 Temmuz 2015 16:20

iyi olmuş

Yorumlarınızı buradan paylaşabilirsiniz

Konu anlatımı

İngilizce konu anlatımı Türkçe anlamlarıyla birlikte, örnek cümleler ile anlatılmaktadır.